Faydalı Bilgiler
Çay Nasıl islenir
Siyah Çayın Genel Özellikleri ve Üretim aşamaları
Siyah Çay
Camellia sinensis(Linnenaus) . O.Kuntze türününün farklı varyetelerinin yaş çay yaprağı (iki buçuk yaprak), tomurcuk vebunlarla bitişik taze sap kısımlarının uygun yöntemlerle işlnmesiyle elde edilen üründür.
Siyah çay kendine has görünüş, renk ve kokuda olmalı, yabancı koku ihtiva etmemeli, içersinle gözle görülebilen yabancı madde bulunmamalıdır. Yabancı maddeler siyah çay dışındaki her şeyi kapsar.
Üretim Aşamaları: Kıvırma, Oksidasyon, Kıvırma, Tasnif, Ambalajlama
Soldurma: taze çay yapraklarının ihtiva ettiği % 70-80 oranındaki suyun %60-65'e düşürülmesi işlemi olup, siyah çay üretiminin zorunlu ve önemli ilk aşamasıdır. Soldurma, solma süresi yaş çayın tazeliği ve ıslaklık durumuna, hava ve çalışma koşullarına göre değişir.
Soldurma sonucunda yaprakların hücre özsuları daha yoğun hale gelir ve kıvırma işlemi için uygun elastiki yapı temin edilir. Taze yapraklar soldurulmadan doğrudan doğruya kıvırmaya tabi tutulursa, hücre özsuyunun
presleme esnasında kıvırmadan akan sularla çayın içerisinde bulunan etkin maddeler dışarı atılır. Solmuş yaprağın; sarkık, halsiz ve pörsümüş durumda olması, canlı ve parlak olmaması, sap kısımlarının kırılmadan eğilir ve bükülebilir durumda olması yaş çayın iyi solduğunun göstergesidir.
Kıvırma: Solmuş çay yaprağının değişik çay imalat makinelerinde parçalanması,
ezilmesi ve bükülmesiyle hücre öz suyunun kıvrılmış yaprak yüzeyine
yayılması ve oksidasyonun başlaması işlemidir. Solmuş çay yaprağı
öncelikle 1. sıra kıvırma makinelerinden geçirilip elenir, elek altı çaylar elek
altı oksidasyon ünitesine gönderilir. Elek üstü çaylar 2. sıra presli kıvırma
makinelerinden geçirilir ve elenir 2. elek altı çaylar elek altı oksidasyon
ünitesine gönderilir. 2. eleme işleminde elek üstünde kalan çaylar rotervan’a
gönderilir, rotervandan çıkan çaylar ayrıştırıcıdan geçirilerek rotervan oksidasyon ünitesine gönderilir.
Oksidasyon: Kıvrılan yaş çay yaprağının hücre öz suyunda bulunan kimyasal bileşiklerinin oksidaz enziminin tesiri ile değişikliğe uğrayıp siyah çayda istenen renk, burukluk, parlaklık, koku ve aromanın oluşması olayıdır. Oksidasyon müddeti denilince; çayların oksidasyon kısmında geçirdiği süre akla gelmemelidir. Bu süre; kıvırmanın başlamasından oksidasyonun tamamlanmasına kadar geçen zamandır. Oksidasyon esnasında nispi rutubet yaklaşık %90-95 civarında tutulmalıdır. Çay da ideal bir oksidasyon 24-260C arasındadır. Çay liköründe parlaklık ve canlılık düşük sıcaklıkta yapılan oksidasyon da artar. Sıcaklığın yüksekliği nispetinde canlılık azalır, mat ve donuk bir renk oluşur.
Kurutma: Kıvrılmış ve fermente olmuş çay yaprağının fırınlanarak nem
oranını % 2,5-4 seviyelerine indirme işlemidir.Kurutmanın amacı: enzim
oksidasyonunu durdurarak, kazanılan özelliklerin ve oluşan maddelerin
yitirilmesine engel olacak ortamı oluşturmak, çayı depolanabilir, paketlenebilir
ve taşınabilir duruma getirmektir. Kurutmada giriş sıcaklığı 95-105°C, çıkış
sıcaklığı 50-55°C arasında olur. Fırına giren havanın sıcaklık derecesi, debisi,
palet üzerindeki yaprak kalınlığı ve çayların fırın içerisinde kalma müddeti, kurutma olayını etkiler.
Tasnif: Fırından çıkan kuru çayların önceden belirlenen standart elek tellerinden geçirilmek suretiyle incelik, kalınlık ve kalitelerine göre ayrılma işlemidir. Gerek fırın çıkışında gerekse tasnifin çeşitli aşamalarında, kurutulmuş çaylar lif tutucularından geçirilerek lif ve çay çöplerinden ayrılırlar. Çaylar fırınlardan çıktıktan sonra ihtiva ettikleri %2,5-4 nispetindeki rutubet miktarı ile ancak iyi tasnif edilebilir. Bekletilen ve iyi muhafaza edilemeyen çayların rutubet miktarları arttığından ve elastikiyet kazandıklarından tasnifleri iyi yapılamaz ve kısa zamanda küflenerek sağlığa zararlı hale gelir.
Ambalajlama: Üretilen çaylar içte naylon, dışta polipropilen çuval olmak üzere
ikili ambalaj şeklinde torbalanır. Ürün izlenebilinirliğini sağlamak üzere torba
üzerine üretim, tarih, saat ve nevi’sini belirten tanımlayıcı bir etiket konur.
Standart hale getirildikten sonra paketleme tesislerine gönderilmek üzere kuru
çay ambarlarına alınır.
Çayın Tarihi
Türkler, Anadolu’ya gelmeden öncede çayı bilmelerine karşın; çayın Türkiye’ye gelmesi ancak birkaç yüz yıl önceye dayanmaktadır. Çay içiminin Anadolu’da yaygınlaşması 19. yüzyıldan itibaren olmuştur. Türklerde çayın yaygınlaşmasına ilişkin şöyle bir hikâye anlatılır:
Hoca Ahmet Yesevi bir gün Hatay sınırında Türkistan karyelerinden birine misafir olur. O gün hava çok sıcak olduğu için çok yorulmuştur. Evine misafir olduğu Türkmenin komşusunun zevcesi doğum yapmak üzeredir. Türkmen, Hoca Ahmet Yesevi’den dua ister, Ahmet Yesevi de dua eder. Allah’ın izniyle Türkmenin isteği hemen olur. Türkmen bu duruma çok memnun olur. O yörenin önemli bir ikramı olan çay kaynatıp getirir. Hoca Ahmet Yesevi çayı sıcak sıcak içince terler ve yorgunluğu gider. Sonra, “Bu şifalı bir şeymiş, hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar. Allah kıyamete kadar buna revaç versin” diye dua etmiştir. İşte çay bundan sonra bütün Türkler arasında kullanılmaya başlamış ve şifa verici bir içecek olmuştur.
Çay Nasıl Demlenir
Okumuş Çay kalite kontrol laboratuarı bünyesinde yapılan uzun araştırmalar neticesinde firmamızın ürettiği çayların demlenme şekli ve süresi ile ilgili olarak aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
• Çayı demleyeceğiniz demliği sıcak su ile çalkalayınız. (Demlik soğuk olursa çayı demlediğiniz sıcak su ilk önce demliği ısıtacak bu durumda yaklaşık 12-15○C sıcaklık kaybına neden olarak hem demlenme süresini 2-3 dakika arasında uzatacak hem de çaydaki kalite maddelerinin suya geçme oranı azalacaktır)
• Çayınızı demlerken ölçü olarak mümkünse hep aynı ölçü birimini kullanınız. Bizim önerimiz ve araştırmalarımızda kullandığımız ince belli çay bardağıdır. İnce belli çay bardağı ortalama 20-22 gr çay almaktadır)
• Demliğe öncelikle içilecek çay miktarına göre ince belli bardak ile çay koyunuz. Bir ince belli bardak dolusu çaydan ortalama 4-5 kişilik servis çıkmaktadır.(Çayın ölçüsüne dikkat edin; fazla çay koymak hem ekonomik değildir hem de acı tat hissedersiniz. Az çay koyarsanız otsu hoş olmayan tat hissedersiniz)
• Kireçli, sert suda çay demlemekten kaçının. (Çay ne denli iyiyse, sert ve kireçli suya karşı o denli hassas bir tepki gösterir. Özellikle kireçli suda demlenen çayın tadı acı, görüntüsü bulanık olur)
• Taze kaynatılmış ve 30 sn durulmaya bırakılmış sudan ince belli bardak ile her bardak kuru çay başına 3 bardak su ilave ediniz. (ince belli çay bardağı ortalama 70-75 gr arasında su almaktadır)
• Suyu demlik içerisinde gezdirmeden mümkünse tek noktadan ilave etmeye çalışın. (Aksi durumda suyun çayla ilk buluşmasında çıkan su buharı aromanın uçmasına neden olur)
• Çaydanlığın alt kısmına 50-60○ C sıcaklık arasında sıcak su koyun. Demlediğiniz çayı bu çaydanlığın üstüne koyun ve mümkünse kısık ateşte demlemeye bırakın. (Çayınızı yüksek ateşte bırakırsanız; demlediğiniz çayı kaynatıp daha çay olgunluğa ulaşmadan çayınızın tadını acılaştırmış ve içim hoşluğundan uzaklaştırmış olursunuz)
• Demleme süresinin 17 dk altında ve 25 dk’nın üzerinde olmamasına özen gösteriniz. Bizim önerimiz 21 dakikadır. (Eğer çayınızı erken açarsanız; demi zayıf, görüntüsü tortulu, tadı yumuşak, burukluk ve dolgunluktan yoksun bir çay elde edersiniz. Çayınızı geç açarsanız dem koyu ve mat, tat hafif acı ve aroma zayıf hissedilir.)
• Çayınızı servis yapmadan önce dem ile posayı birbirinden ayırınız. (Tercihen dem kısmı önceden ısıtılmış bir porselen demliğe aktarınız ki çayınız uzun süreli tazeliğini korusun)
• Çayı kuru, hava almaz bir kapta; mümkünse kendi paketlerinde; kullandıkça içerde hava kalmayacak şekilde katlayarak muhafaza edin.(Çay nem alırsa tadındaki burukluk ve sertlik azalacak aroma kokusu kalmayacaktır. Ayrıca nem değeri %10’un üzerine çıkarsa bakteriyolojik faaliyetler nedeniyle çayınız kısa zamanda küflenecektir)
Çay ve Saglık
• Doğal Olması
• Diş Sağlığı
• Kalp ve Damar Sertliği
• Kanser Önleyici
• Konsantrasyon Artırıcı
• Bunama ve Alzheimer hastalığı
• Sigaranın verdiği zararı ortadan kaldırıyor
• Kemik yoğunluğu
• Minerallerin emilimini kolaylaştırıyor
• Çay vücuttaki zararlı maddeleri yok eder.
• İshali durdurur.
• Böbreklerin daha iyi ve düzenli çalışmasını sağlar. Çaydaki teobromin ve teofilin maddeleri de idrar sökücü özelliğe sahiptir.
• İçerdiği mineral maddeler nedeniyle vücuttaki mineral madde dengesinin kurulmasında sudan çok daha etkilidir.
• Çay banyoları, sıcak çay emdirilmiş temiz tülbent veya pamukla yapılan kompres ve pansumanlar, göz ve ciltteki bazı rahatsızlıkları giderir, dış derideki hemoroit memelerini küçülttüğü ve ağrıları dindirir.
• Çay keyif verici olarak içilmesinin yanı sıra, eczacılıkta yapraklarından kafein elde edilmektedir.
• Çayda P vitamini yüksek miktarda bulunmaktadır. P vitamini kan damarlarının duvarlarını kuvvetlendirir ve özellikle kılcal damarları esnekleştirip ani kanamaları önler.
• Kafein ve tanenin psikolojik etkileri ile tıp literatürleri ishal hastalığı çeken kişiler için yardımcı olduğunu tespit edilmiştir.
• Uyku giderir ve canlılık verir. Özellikle uzun yol şoförleri sürekli araba kullandıklarından dolayı üzerlerine çökmüş olan ağırlığı atmalarında önemlidir. Öğrenciler ders çalışmaları esnasında içecekleri bir bardak çay onlara zindelik verir.
• Sıkıntıya karşı çay içilir. İnsanın sıkıntılı olduğu günlerde halk tabiriyle efkâr dağıtmak amacıyla bir fincan çay içilmesi kişinin iç ruhi yapısını rahatlatır.